Birlik Vakfı’nda devam eden Yazı ve Editörlük Kursu’nun 11’nci Dönem mezunları, belgelerini törenle yazarların ellerinden aldılar.

Birlik Vakfı’nda düzenlenen törene kursa devam eden 32 öğrencinin yanı sıra aileleri, yakınları, arkadaşları, kültür sanat dünyasından isimler ile şair ve yazarlar katıldı. Törene, Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Av. Mehmet Alacacı, Birlik Vakfı Müdürü Osman Okur, Birlik Vakfı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Mehmet Bahaeddin Cebeci, ESKADER Başkanı Şerif Aydemir, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Koordinatörü Şakir Kurtulmuş, Prof. Dr. Mustafa Nutku, eğitimci İsmetullah Güler, Divan Yolu Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Muammer Erkul, Moral FM eski Genel Müdürü Haluk İmamoğlu, şair ve yazar Ali Hakkoymaz, eğitimci Muhsin Duran, yazar Elif Sönmezışık, şair Yusuf Bilge, hikâyeci Bekir Tuncer Salihoğlu, şair İbrahim Özgün, romancı Serdar Üstündağ ve gençlerin dinamik kuruluşlarından biri olan Mürekkep Kokan Eller Derneği Başkanı Yusuf Samer Çakır da iştirak ettiler. 

ALACACI: “GELENEK DEVAM EDİYOR”
Program, vakfın Sultanahmet’teki genel merkezinde, büyük salonda gerçekleşti. Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Alacacı, Vakıf Müdürü Osman Okur ile Yazı ve Editörlük Kursu Hocası Mehmet Nuri Yardım, kısa selâmlama konuşmaları yaptılar. Mehmet Alacacı, Birlik Vakfı’nın Milli Türk Talebe Birliği’nin devamı niteliğinde bir mirasçı olduğundan söz açarak kuruluşun tarihinden ayrıntılı olarak bahsetti. Alacacı konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Birlik Vakfı şu an hayatta olan, olmayan nice büyüklerimizin, bu millete bu ülkeye hizmet eden nice ağabeylerimizin, dava ve gönül insanının yetiştiği Osmanlı’nın son dönemlerinde, 1916 yılında kurulmuş bir öğrenci teşkilâtına dayanan bir gelenek ve mirasın devamıdır. Sizler bu vakıf bünyesinde eğitim almakla övünebilirsiniz. Sizin torunlarınız da sizlerin yaptığı gibi bizden öncekilerden, bizlerden ve sizlerden hayırla bahsedeceklerdir.

Bu şahsiyetlerden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın İsmail Kahraman, hem bu teşkilâtın öğrencilerindendir, hem de vakfımızın kurucularındandır. Milli Türk Talebe Birliği’nin Cağaloğlu’ndaki merkezini tekrar bize kazandıran Reis-i Cumhurumuz Sayın Recep Tayyip Erdoğan, önceki cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve daha birçok önemli isim bunlara örnektir. Bu bünyede pek çok hizmet veren kurumumuz var. Bugün 11. Dönem mezunlarını veren Yazı ve Editörlük Kursu’na devam eden sizleri kutluyorum. Mehmet Nuri Yardım’ın lokomotifliğini yaptığı bu kursun mensuplarını, sürekliliği ve yoğunluğu açısından kutlarım. Sizin gibi öğrencileri kazanmış ve topluma da kazandırmış olduk. Yazılarınızdan, kitaplarınızdan, fikirlerinizden, eserlerinizden milletimizin her kurumu istifade ediyor ve edecek. Bu düşüncelerle tebrik ve teşekkür ediyorum. Ama sizden beklentilerimiz var. Bilhassa ve bilhassa yazmanızı istiyorum.”

BU SALON BİZE DAR GELDİ
Birlik Vakfı Müdürü Osman Okur da 7 Şubat’ta yeniden başlayacak olan kursun müjdesini verdikten sonra, “Bu salon bize dar geldi, inşallah Mayıs ayında gerçekleştireceğimiz yeni törenimizi daha büyük bir salonda yapacağız. Allah yolunuzu açık eylesin, kaleminizin ucu ve bahtınız her zaman açık olsun.” diye konuştu.

Mehmet Bahaeddin Cebeci de konuşmasında, “İşletme tahsilimden hareketle yaptığım benzetme şudur, planlamayı yanlış yaparsanız fabrika iflas eder. Ama burada bir başarı görüyoruz. İşte bu kursumuz, fikir ve sanat hayatımızın daha canlı olacağının en büyük göstergesidir.” dedi.

Son konuşmayı yapan edebiyatçı yazar ve kurs hocası Mehmet Nuri Yardım, şöyle konuştu:

“Birlik Vakfı, adı üstünde tevhidi sağlıyor, insanları birleştiriyor. Kursumuzu bugüne kadar sahiplendi, kucakladı ve yüzlerce gencimizin eğitim almasını sağladı. Yöneticilerimize müteşekkiriz. Bu birlik beraberlik ruhu çok önemlidir. Allah bu kardeşliğimizi hiçbir zaman bozmasın. Milletimizin birliğine kastedenlere de fırsat vermesin. İşte burada edebiyata, yazmaya gönül vermiş gençlerimiz bir araya gelmiş, ‘bir’leşmiş bulunuyor. Onlardan önce bu sahada hizmet etmiş kalem sahipleri, kıymetli şair ve yazarlar da aramızda bulunuyor. Yani ustalar ve çıraklar bir arada. İnşallah bu usta çırak münasebeti hep böyle devam edip gidecek, fikir, edebiyat, sanat ve kültür hayatımız daha da canlılık, hareket ve dinamizm kazanacaktır.”

ÖNCE ‘KULAK MOLLASI’ OLMAK GEREK
Yardım, Yazı ve Editörlük Kursu’na muntazaman devam eden ve başarı belgesi almaya hak kazanan 32 kursiyere, “Kursumuz bu yolun alfabesidir. Hatta alfabenin de sadece a harfidir, yani henüz yolun başındayız. Acele etmeyeceğiz, sabırla, gayretle ve azimle çalışacak, bol bol okuyacak, sonra yazacağız” dedikten sonra şu tavsiyelerde bulundu:

“Hayırlı işlerin devamı için sürekli tecessüs ve merak olmalı. Meselâ vakfın bulunduğu Torun Sokağı üzerinde suyu akmayan, kurumuş bir çeşme var, onu yazacağız. Durumdan vazife çıkaracağız. Sorumluluktan kaçınmayacağız. Belki de bizim bir yazımız üzerine bu çeşme restore edilecek, canlanacak ve gelip geçen yolcuların çeşmesinden su içtiği ve sonra da Allah’a şükrettiği bir kaynak olacaktır. İkincisi ‘kulak mollalığı’na önem vereceğiz. Biliyorsunuz Osmanlı’nın güzel tabirlerinden birisidir ‘kulak mollalığı’. Söz mollası, yani hatip olabilmek için önce kulaklarımızı kabartacağız, bilgiyle donanacağız, sonra kulak mollası, ardından söz mollası olacağız.

 Bunun için vakıfların, derneklerin, belediyelerin düzenlediği sohbet toplantılarına, ilim ve irfan meclislerine bol bol gideceğiz, konuşmalardan notlar alacağız. İkincisi, vefa çok çok önemlidir. Bu mekânlardan uzaklaşmamak gerekir. Ecdadımızın kurduğu bu binalar, bu mahfiller hepimizindir. Hepsi de aynı hedefe yürüyen hayırı, köklü, kutlu müesseselerdir. Şerif Aydemir der ki: ‘Çok okuyup az yazmalı, çok yazsak bile önce az neşretmeliyiz.’ Bu prensip, hepimizin önümüzde altın bir kural gibi olmalıdır. Sonra vicdanımızın sesine kulak vereceğiz.

Vicdanımız her zaman kanamalı ki derdimiz, meselemiz olsun. Yaşananları takip etmek, geçmişi hatırlamak şiarımız olmalı. Ülkemizde, çevremizde, dünyada olanlara göz yumarsak vicdanımızı es geçmiş oluruz. Bir de bilgi kırıntılarına önem vermeliyiz. Hiçbir şeyi önemsemezlik etmeyeceğiz. Her bilgi önemli, her bilgi kırıntısı değerlidir. O kırıntılar birleşir, hazine olur. Ve netice olarak devamlılık önemlidir. İbadetin de devamlı olanı tavsiye edilmiştir. Az da olsa devam etmeliyiz, devamlı okumalı ve yazmalıyız. Fikr-i tâkip sahibi olmalıyız.”

Şerif Aydemir, Şakir Kurtuluş, Mustafa Nutku, İsmetullah Güler, Muhsin Duran, Muammer Erkul, İbrahim Özgün, Bekir Tuncer, Haluk İmamoğlu ve Ali Hakkoymaz kısa ve özlü konuşmalarında kursiyerlere çok değerli bilgileri aktardılar ve birikimlerinden örnekleri ve hâtıraları paylaştılar. Yusuf Samet Çakır da, “İnşallah biz de Mürekkep Kokan Eller Derneği olarak böyle kalıcı hizmetler yaparız.” dedi.

Coşkulu, heyecanlı, neşeli ve zaman zaman da duygulu bir ortamda geçen tören, vakfın bahçesinde çekilen hâtıra fotoğrafları, ayaküstü yapılan ikili üçlü sohbetler ile vedalaşmalarla son buldu. Belgelerini alan öğrenciler, hocaları ve yazarlarla vedalaşmadıklarını, bundan sonra daha sıklıkla sohbet toplantılarında buluşacaklarını söylediler.

BELGE ALANLAR
Törende, üç ay boyunca Birlik Vakfı’nda düzenlenen “Yazı ve Editörlük Kursu”na devam eden şu 32 öğrenciye belgeleri verildi: Abdullah Kılıç, Abdurrahman Çiftçi, Aşkın Geçgel, Ayşenur Şimşek, Elif Demirkoparan, Emine Savsar, Fatma Nur Şahin, Gökhan Taş, Hacer Toprak, Hatice Girgin, Hilâl Kantarcı, Kadriye Zeynep Avcı, Mehmet Ali Yafez, Mehtap Karakuş, Mustafa Günaydı, Müge Akyol, Nevruz Yıldız, Nihal Şanlıdoğan, Özge Yılmaz, Safiye Şahin, Saime Pınar, Sefa Gökçe, Selami Güvelioğlu, Selda Akar, Selma Çolak, Sıdıka Kılıç, Sümeyye Ceyhan, Şaduman Yılmaz, Şifa Duman, Zehra Betül Demirok, Zeynep Güldenoğlu, Zeynep Şanlı.

16 Ocak 2016

İlgili Resimler